Hadith Arabic Ejazah Contact
Hadith

We were at Sham and I recited the Verse They who hoard up gold and - Sahih al Bukhari

Sahih al Bukhari | (Hadith: We were at Sham and I recited the Verse They who hoard up gold and )

4660- عن ‌زيد بن وهب قال: «مررت على أبي ذر بالربذة، فقلت: ما أنزلك بهذه الأرض؟ قال: كنا بالشأم، فقرأت: {والذين يكنزون الذهب والفضة ولا ينفقونها في سبيل الله فبشرهم بعذاب أليم} قال معاوية: ما هذه فينا، ما هذه إلا في أهل الكتاب، قال: قلت: إنها لفينا وفيهم».


Translate Hadith in English

Narrated Zaid bin Wahb:I passed by (visited ) Abu Dhar at Ar-Rabadha and said to him, "What has brought you to this land?" He said, "We were at Sham and I recited the Verse: "They who hoard up gold and silver and spend them not in the way of Allah; announce to them a painful torment, " (9.34) where upon Muawiya said, 'This Verse is not for us, but for the people of the Scripture.' Then I said, 'But it is both for us (Muslims) and for them


Hadith meaning in Urdu

ہم سے قتیبہ بن سعد نے بیان کیا، کہا ہم سے جریر نے بیان کیا، ان سے حصین نے، ان سے زید بن وہب نے بیان کیا کہ میں مقام ربذہ میں ابوذر غفاری رضی اللہ عنہ کی خدمت میں حاضر ہوا اور عرض کیا کہ اس جنگل میں آپ نے کیوں قیام کو پسند کیا؟ فرمایا کہ ہم شام میں تھے۔ ( مجھ میں اور وہاں کے حاکم معاویہ رضی اللہ عنہ میں اختلاف ہو گیا ) میں نے یہ آیت پڑھی «والذين يكنزون الذهب والفضة ولا ينفقونها في سبيل الله فبشرهم بعذاب أليم‏» کہ ”اور جو لوگ سونا اور چاندی جمع کر کے رکھتے ہیں اور اس کو خرچ نہیں کرتے اللہ کی راہ میں، آپ انہیں ایک درد ناک عذاب کی خبر سنا دیں۔“ تو معاویہ رضی اللہ عنہ کہنے لگے کہ یہ آیت ہم مسلمانوں کے بارے میں نہیں ہے ( جب وہ زکوٰۃ دیتے رہیں ) بلکہ اہل کتاب کے بارے میں ہے۔ فرمایا کہ میں نے اس پر کہا کہ یہ ہمارے بارے میں بھی ہے اور اہل کتاب کے بارے میں بھی ہے۔


Translate Hadith in Turkish

Zeyd İbn Vehb'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir: Rebeze'de bulunan Ebu Zerr'in yanına gittim. Ona kendisini bu yere neyin getirdiğini sordum. O da şu cevabı verdi: Biz Şam'da idik. Ben "Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!" ayetini okudum. Muaviye: "Bu ayet bizim hakkımızda inmedi. Bu ayet sadece ehl-i kitab hakkında geçerlidir," dedi. Ben de; "Hem bizim için, hem de onlar için geçerlidir," diye karşılık verdim. Fethu'l-Bari Açıklaması: Çoğunluk bu ayette geçen .....eymane lehüm ifadesiı:i hemzenin fethası ile "onların sözleri/yeminleri yoktur, anlamına gelen .....eymane lehüm şeklinde okumuştur. Hasan-ı Basri'nin bu ifadeyi hemzenin kesrası ile okuduğu nakledilmiştir. Ancak bu kıraat şazdır. İmam Taberi, Ammar İbn Yasir ve daha başka sahabilerin .....innehum la eymane lehüm ayetini "onların sözleri/yeminleri yoktur," şeklinde tefsir ettiklerini nakletmiştir. Bu da, çoğunluğun kıraatini desteklemektedir. İmam Taberi Dahhak'ın ......eimmete'l-küfr (küfrün önderleri) ifadesini Mekke halkının müşrik liderleri olarak tefsir ettiğini nakletmiştir. "Küfrün önderlerine karşı savaşınf" ayetinde kastedilen ve yaşayan üç kişiden birinin ismi Ebu Bişr'in Mücahid'den naklettiği rivayette Ebu Süfyan İbn Harb olarak belirtilmiştir. Ma'mer'in Katade'den naklettiği rivayette ise küfrün önderlerinin isimleri şu şekilde verilmiştir: Ebu Cehil İbn Hişam, Utbe İbn Rabia, Ebu Süfyan, Süheyl İbn Amr. Ancak bu rivayet eleştirilmiştir. Çünkü Ebu Cehil ve Utbe Bedir savaşında öldürülmüşlerdi. Ayetin kimin hakkında indiğini açıklamak, ancak o şahısların hayatta olması ile mümkündür. Sonuç olarak bu ayetin Ebu Süfyan ve Süheyl İbn Amr hakkında indiği doğrudur. Bu kişiler de daha sonra Müslüman olmuştur. Huzeyfe'nin "Onlar fasıklardır," ifadesi, evlere girip hırsızlık yapan kimselerin kafir ve münafık olmadıkları anlamına gelir


Translate Hadith in Indonesia

Telah menceritakan kepada kami [Qutaibah bin Sa'id] Telah menceritakan kepada kami [Jarir] dari [Hushain] dari [Zaid bin Wahb] dia berkata; Aku melewati [Abu Dzar] ketika dia berada di Rabadzah. Maka aku bertanya kepadanya; Apa yang menyebabkan kamu berada di sini? Dia menjawab; Ketika aku berada di Syam, aku membaca ayat; Dan orang-orang yang menyimpan emas dan perak dan tidak menafkahkannya pada jalan Allah, maka beritahukanlah kepada mereka, (bahwa mereka akan mendapat) siksa yang pedih. (At Taubah: 34). Mu'awiyah berkata; Ayat ini bukan berkenaan dengan kita, tetapi ayat ini berkenaan dengan Ahlu kitab. Abu Dzar berkata; maka aku katakan kepadanya bahwa ayat ini berkenaan dengan kita dan mereka


Translate Hadith in Bengali

যায়দ ইবনু ওয়াহ্ব (রহ.) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি একদা রাবাযা নামক স্থানে আবূ যার (রাঃ)-এর নিকট দিয়ে যাচ্ছিলাম। আমি (তাকে) জিজ্ঞেস করলাম, আপনি কেন এ ভূমিতে এসেছেন? তিনি বললেন, আমি সিরিয়ায় ছিলাম, তখন আমি [মু‘আবিয়াহ (রাঃ)-এর সামনে] এ আয়াত পাঠ করে শোনালাম। وَالَّذِيْنَ يَكْنِزُوْنَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُوْنَهَا فِيْ سَبِيْلِ اللهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيْمٍ ‘‘আর যারা জমা করে রাখে স্বর্ণ ও রৌপ্য এবং তা আল্লাহর পথে ব্যয় করে না, তাদেরকে আপনি শুনিয়ে দিন যন্ত্রণাদায়ক শাস্তির সুসংবাদ।’’ (সূরাহ বারাআত ৯/৩৪) মু‘আবিয়াহ (রাঃ) এ আয়াত শুনে বললেন, এ আয়াত আমাদের ব্যাপারে অবতীর্ণ হয়নি। বরং আহলে কিতাবদের (ইয়াহূদী ও নাসারাদের) ব্যাপারে অবতীর্ণ হয়েছে। আমি বললাম, এ আয়াত আমাদের ও তাদের সম্পর্কে অবতীর্ণ হয়েছে। (এ তর্কবিতর্কের কারণে চলে এসেছি।) [১৪০৬] (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৪২৯৯, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)