حديث الرسول ﷺ English الإجازة تواصل معنا
الحديث النبوي

حديث كنت ألزم النبي صلى الله عليه وسلم لشبع بطني حين لا آكل الخمير ولا ألبس - صحيح البخاري

صحيح البخاري | (حديث: كنت ألزم النبي ﷺ لشبع بطني حين لا آكل الخمير ولا ألبس الحرير )

5432- عن أبي هريرة قال: «كنت ألزم النبي صلى الله عليه وسلم لشبع بطني حين لا آكل الخمير ولا ألبس الحرير، ولا يخدمني فلان ولا فلانة، وألصق بطني بالحصباء وأستقرئ الرجل الآية وهي معي كي ينقلب بي فيطعمني، وخير الناس للمساكين جعفر بن أبي طالب؛ ينقلب بنا فيطعمنا ما كان في بيته، حتى إن كان ليخرج إلينا العكة ليس فيها شيء، فنشتقها فنلعق ما فيها.»


ترجمة الحديث باللغة الانجليزية

Narrated Abu Huraira:I used to accompany Allah's Messenger (ﷺ) to fill my stomach; and that was when I did not eat baked bread, nor wear silk. Neither a male nor a female slave used to serve me, and I used to bind stones over my belly and ask somebody to recite a Qur'anic Verse for me though I knew it, so that he might take me to his house and feed me. Ja`far bin Abi Talib was very kind to the poor, and he used to take us and feed us with what ever was available in his house, (and if nothing was available), he used to give us the empty (honey or butter) skin which we would tear and lick whatever was in it


ترجمة الحديث باللغة الأوردية

ہم سے عبدالرحمٰن بن شیبہ نے بیان کیا، کہا کہ مجھے ابن ابی الفدیک نے خبر دی، انہیں ابن ابی ذئب نے، انہیں مقبری نے اور ان سے ابوہریرہ رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ میں پیٹ بھرنے کے بعد ہر وقت نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم کے ساتھ ہی رہا کرتا تھا۔ اس وقت میں روٹی نہیں کھاتا تھا۔ نہ ریشم پہنتا تھا، نہ فلاں اور فلانی میری خدمت کرتے تھے ( بھوک کی شدت کی وجہ سے بعض اوقات ) میں اپنے پیٹ پر کنکریاں لگا لیتا اور کبھی میں کسی سے کوئی آیت پڑھنے کے لیے کہتا حالانکہ وہ مجھے یاد ہوتی۔ مقصد صرف یہ ہوتا کہ وہ مجھے اپنے ساتھ لے جائے اور کھانا کھلا دے اور مسکینوں کے لیے سب سے بہترین شخص جعفر بن ابی طالب رضی اللہ عنہ تھے، ہمیں اپنے گھر ساتھ لے جاتے اور جو کچھ بھی گھر میں ہوتا کھلا دیتے تھے۔ کبھی تو ایسا ہوتا کہ گھی کا ڈبہ نکال کر لاتے اور اس میں کچھ نہ ہوتا۔ ہم اسے پھاڑ کر اس میں جو کچھ لگا ہوتا چاٹ لیتے تھے۔


ترجمة الحديث باللغة التركية

Ebu Hureyre r.a.'den, dedi ki: "Mayalı ekmek bulamadığım, ipek giyinmediğim, filan erkeğin ve filan cariyenin bana hizmet etmediği zamanlarda karın tokluğu için Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanından ayrılmazdım. (Açlıktan) karnımı yere yapl!itırırdım, beni evine alıp götürür ve bana yemek yedirir ümidi ile bildiğim bir ayeti bir başka adamdan bana okumasını (öğretmesini) isterdim. Yoksullara kar!il da insanların en hayııolısı Cafer b. Ebi Talib idi. O bizi alır, götürür ve evinde ne varsa bize yedirirdi. Hatta bize içinde hiçbir şey bulunmayan küçük bir kırbayı çıkartır, biz de onu yarar ve içindeki artıkları yalardık." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Helvayı ve balı severdi." İbn Battal dedi ki: Helva ve bal yüce Allah 'ın: "Tayyibattan yiyiniz" buyruğunda sözü edilen tayyibat (hoş ve güzel !ieyler) arasındadır. Hadis, (tayyibat ile) kendisinden zevk alınan !ieyleri kastetmektedir, diyenıerin görü!ilerini de pekiştirmektedir. Bu hadisin kapsamına daha önceden Et'ıme (yiyecekIer) bölümünün ba!i taraflarında açıkiandığı gibi, çe!iitli lezzetli yiyecek türleri arasında helvaya ve balabenzeyen diğer bütün yiyecekIer de girmektedir. el-Hattabı ve daha sonra arkasından İbnu't-TIn de şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bunları sevmesi, bunları çokça arzulaması ve nefsinin bunlara ileri derecede meyletmesi sureti ile değildi. O sadece bunlar huzuruna getirildiğinde onlardan uygun olan miktarı alırdı. BöylelikIe onun bunları beğendiği de anla!iılml!i olmaktadır. Yine bu hadisten çeşitli türlerden yemek yemenin caiz olduğu anlaşılmaktadır; ama bazı vera' ehli kimseler bunu hO!i görmez ve hurma ve bal gibi tabiatı itibariyle tatlı olan şeyler dışında tatlı şeyleri yemeye ruhsat vermezdi. Ama bu hadis onların bu kanaatini reddetmektedir. Selef arasında bunlardan vera' yoluyla kaçınanlar, sadece tayyibatı elde etmeyi ahirete erteleyen kimseler olmu!itur. Bununla birlikte bu tayyibatı dünya hayatında da elde edebiliyorlardı, ama cimrilikIerinden dolayı değil de tevazuları sebebiyle bunları yemiyarlardı. "İnsanlar arasında yoksullara en hayırlı olan ki!ii Cafer ... idi." Buna dair açıkIamalar Menakıb bölümünde (3708.hadiste) geçmiş bulunmaktadır. İbnu'l-Müneyyir dedi ki: Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği bu hadisin ba!ilığa uygunluğu !iöyle açıkianır: Helva, tatlı olan her şey hakkında kullanılır. Küçük tulumda çoğunlukIa bal bulunduğu için -ki bazı rivayet yollarında bundan açıkça söz edilmiştir- böyle bir ba!ilık da uygundur


ترجمة الحديث باللغة الإندونيسية

Telah menceritakan kepada kami ['Abdurrahman bin Syaibah] ia berkata; telah mengabarkan kepadaku [Ibnu Abu Al Fudaik] dari [Ibnu Dzi'b] dari [Al Maqburi] dari [Abu Hurairah] ia berkata; "Aku selalu menemani Nabi shallallahu 'alaihi wasallam dalam keadaan perut kenyang (merasa kenyang meskipun lapar, pent), sehingga aku tidak dapat makan roti, tidak bisa mengenakan kain sutera dan tidak memiliki pelayan yang bisa membantuku. Bahkan aku mengganjal perutku dengan kerikil, dan aku minta orang lain agar aku bisa membacakan ayat kepadanya sehingga ia bisa memberiku sesuatu yang aku makan. Dan sebaik-baik manusia bagi orang miskin adalah Ja'far bin Abu Thalib, ia pulang ke rumah dengan mengajak kami lalu memberi kami makan dengan apa yang ada di dalam rumahnya. Sampai-sampai ia mengeluarkan 'Ukkah (tempat air terbuat dari kulit) yang sudah tidak ada isinya lagi, kami lalu membelah dan menjilati apa yang ada di dalamnya


ترجمة الحديث باللغة البنغالية

আবূ হুরাইরাহ (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি পেট ভরার জন্য যা পেতাম তাতে সন্তুষ্ট হয়ে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম এর সঙ্গে সব সময় লেগে থাকতাম। সে সময় রুটি খেতে পেতাম না, রেশমী কাপড় পরতাম না, কোন চাকর-চাকরাণীও আমার খিদমতে ছিল না। আমি পাথরের সঙ্গে পেট লাগিয়ে রাখতাম। আয়াত জানা সত্ত্বেও কাউকে তা পাঠ করার জন্য বলতাম, যাতে সে আমাকে ঘরে নিয়ে যায় এবং আহার করায়। মিসকীনদের প্রতি অত্যন্ত দরদী ব্যক্তি ছিলেন জা‘ফর ইবনু আবূ তালিব। তিনি আমাদের নিয়ে যেতেন এবং ঘরে যা থাকত তাই আমাদের খাওয়াতেন। এমনকি তিনি আমাদের কাছে ঘি’র পাত্রটিও বের করে আনতেন, যাতে ঘি থাকত না। আমরা ওটাই ফেড়ে ফেলতাম আর যা থাকত তাই চাটতাম। [৩৭০৮] (আধুনিক প্রকাশনী- ৫০২৯, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)



(فنشتقها) نقطعها ونلعق ما فيها وقيل فنشتقها أي نشرب ما فيها