559- عن المغيرة بن شعبة، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم «توضأ ومسح على الجوربين والنعلين»
It was narrated from Mughirah bin Shu'bah that:The Messenger of Allah performed ablution and wiped over his socks and his sandals
Al-Albani said: Hadith Sahih
مغیرہ بن شعبہ رضی اللہ عنہ سے روایت ہے کہ رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم نے وضو کیا، اور پاتا ہوں اور جوتوں پر مسح کیا ۱؎۔
El-Muğire bin Şu'be (radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre : Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alırken çorapları ve pabuçları üzerine meshetmiştir." Not: Ebu Davud : Abdurrahman bin Mehdi, bu hadisi anlatmazdı. Çünkü El-Muğire'den ma'ruf olan rivayet Nebi (s.a.v.)'in mestler üzerine meshetmesidir, demiştir. El-Hafız da: Abdurrahman bin Mehdi ve başka hadis imamları El-Muğire"nin bu hadisini zayıf saymışlardır, demiştir. Diğer Tahric: Tahavi, Tirmizi, ve Ebu Davud AÇIKLAMA : Tirmizi; hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir. fakat Ebu Davud notta belirtildiği gibi hadisi zayıf görmüş ve Peygamber (s.a.v.)'in mestler üzerine meshettiğine dair Muğire r.a.'nin rivayeti ma'ruf olduğu için; Abdurrahman bin Mehdi'nin bu hadisi rivayet etmediğini söylemiştir. EI-Menhel yazarı: ''Fıkıhçılar ile hadisçilerin bir kısmı bu hadisi zayıf görmüştür, der. Daha sonra Abdurrahman bin Mehdi'nin söz konusu hadisi rivayet etmemek için gösterilen gerekçenin şu şekilde reddedildiğini nakleder: Peygamber (s.a.v.)'in mestler üzerine mesh ettiğine dair El-Muğire r.a.'in rivayeti bu rivayete muhalif değildir. Çünkü El-Muğire r.a.'in Peygamber (s.a.v.)'in mestler üzerine meshettiğini görünce, bunu rivayet etmesi; başka bir zaman da çoraplar üzerine meshettiğini gördükten sonra bu hali de rivayet etmiş olması muhtemeldir. Beyhaki Çoraplar üzerine mesh'e ait El-Muğire'nin hadisi münkerdir. Süfyan-i Sevri, Abdurrahman bin Mehdi, Ahmed bin Hanbel, Yahya bin Main, Ali bin El-Medeni ve Müslim bin El-Haccac, bunu zayıf görmüşlerdir, demiştir.'' HADİSİN MANASI: Çorap diye terceme ettiğimiz kelime başlıkta ve hadiste 'Cevreb' olarak geçer. Bu kelime ile ilgili olarak EI-Menhel'de şu malümat vardır: ''Cevreb, pamuk veya keten yahut yünden mest şeklinde imal edilir. EI-Lisan yazarı; Ccvreb, ayak sargısıdır, demiştir. Dehlevi de: Cevreb, mesti kir ve ıslaklıktan muhafaza etmek ve soğuktan korunmak için mest üzerine giyilen ve topukları kapatan bir mest çeşididir, demiştir. El-Ayni de: İklimi soğuk olan Şam dolaylarındaki halkın soğuktan korunmak için bükülmüş yüri ipliğinden imal edilen ve topukların yukarısına kadar ayağa giyilen bir giyecektir, demiştir.'' Hadisin: ''Çorapları ve pabuçları üzerine meshetmiştir.'' ifadesinin manası ile ilgili olarak EI-Menhel yazarı şöyle der: ''Yani pabuçları ve çorapları meshetmiştir. Çorapıarın meshi esastır. Ayaklann yıkanmasına bedel olan mesh işi budur. Pabuçlar üzerine, fazilet için meshetmiştir. Pabuç; lügatta ve arapların örfünde; mestten ayrı bir şeydir. İbnü'l-Arabi: (Pabuç olarak tarif ettiğimiz) ''Na'l'' , Peygamberlerin libasıdır. Halkın tıkalarındaki çamur nedeniyle başka ayakkabılar imal etmiştir. Peygamber (s.a.v.)'in na'lında kıl yoktu. Iki adet sınmı vardı. Katade' den rivayet c edildiğine göre kendisi Enes bin Malik'e Peygamber (s.a.v.) 'in na'lının şeklini sormuş. Enes de: İki sınmlı idi, demiştir. İbnü'l-Cevzi: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Na'lininin iki sınmı vardı. Bir sının ayağın büyük parmağı ile yanındaki parmak arasından, diğeri de orta parmak ile küçük parmağın yanındaki parmak arasından geçirilerek ayak üzerinde bulunan üçüncü sınmla birleştirildi. Şemail-i Tirmizi'nin şerhinde böyle anlatılmıştır, der. Hadis, pabuçlar giyilmiş iken, çoraplar üzerine meshetmenin meşruluğuna delalet eder. Fakat, yalnız patuçların üzerine meshetmenin caizliğine delalet etmez. İbnü'l-Kayyim, Tehzibu's-Sünen'de: Beyhaki demiş ki: Ebu'l-Velid, çorapların meshine ait hadisi şöyle yorumIamıştır: Yani altına deri geçirilmiş olan çoraba meshetmiş. Çoraba ve pabuca ayrı ayrı meshetmemiştir. 'Bence zahir şudur ki: Müstakil pabuçlar altında giyilmiş olan çoraplara meshetmiştir. Metindeki ifade tarzı buna delalet eder. Çorabın altına geçirilmiş olan deriye arapların lügatında "Na'l" denmez .. .' Alimler çoraplar üzerine meshetme hususunda ihtilaf etmişlerdir. Hanefi alimleri Ahmed bin Hanbel İshak. bin Rahuye, Sevri ve İbnü'l-Mübarek: Buna meshetmek caizdir, demişlerdir. Çoraplar mücelled yani, her tarafına deri çekilmiş olabilir. Münaal, yani yalnız altına deri çekilmiş olabilir. Sahin yani ayakta durabilen, kalın ve su geçirmiyecek şekilde sık dokunmuş olabilir. Dayanıklığı bakımından mezhebIere göre ayrı bir takım şartlar vardır. (Mesela Hanefi alimlerine göre koşulan şartlardan birisi; üzerinde üç mil kadar yürümeye dayanıklı olmasıdır.) Maliki alimleri: Çoraplar üzerine meshedebilmek için üstüne ve altına deri çekilmiş olması şarttır, demişlerdir. Ebu Hanife sahin olan çoraplar üzerinde meshetmeyi caiz görmezdi. Fakat vefatından üç gün ve bir rivayete göre bir hafta önce hastalığında sahin çorapları üzerine meshederek: Ben halka yasaklamış olduğum şeyi yaptım, demiştir. Şafii alimlerine göre ard-arda üzerinde yürümeye dayanıklı olup, su geçirmeyen mest ve benzeri giyecek üzerine mesh yapılabilir. Her tarafına veya bir kısmına deri cekilmiş olsun olmasın farketmez. Mühim olan, onun sağlamlığı, dayanıklığı ve su geçirmezliğidir.'' Yukarıda belirtilen bütün mezhebIere göre topuklarla beraber ayakları örten giyeceğin dayanıklı olması şart koşulduğu için hadiste geçen cevreb (çorab) ile bildiğimiz ve kullanmakta oldUğumuz yün ve benzeri çoraplar kasdedilmemiştir. Çünkü pabuçsuz olarak üç mil yürümeye bu nevi çorapIarın dayanmadığı veya su geçirdiği bilinmektedir
Telah menceritakan kepada kami [Ali bin Muhammad] berkata, telah menceritakan kepada kami [Waki'] berkata, telah menceritakan kepada kami [Sufyan] dari [Abu Qais Al Audi] dari [Al Huzail bin Syurahbil] dari [Al Mughirah] berkata; "Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam berwudlu lalu mengusap kedua kaus kaki dan kedua sandal
। মুগীরাহ ইবনু শুবাহ (রাঃ) থেকে বর্ণিত। রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম উযূ (ওজু/অজু/অযু) করেন এবং সুতি মোজাদ্বয় ও জুতা জোড়ার উপর মাসহ(মাসেহ) করেন।
حديث صحيح، رجاله ثقات ولم ينفرد به أبو قيس الأودي -وهو عبد الرحمن ابن ثروان- بل تابعه فضالة بن عمرو -ويقال: عمير- الزهراني، وعمرو بن وهب الثقفي، وقد صححه الترمذي وابن حبان وابن التركماني.
وأخرجه أبو داود (١٥٩)، والترمذي (٩٩)، والنسائي في "الكبرى" (١٣٠) من طريق أبي قيس الأودي، عن هزيل بن شرحبيل، عن المغيرة بن شعبة.
وهو في "مسند أحمد" (١٨٢٠٦)، و"صحيح ابن حبان" (١٣٣٨).
وأخرجه أبو بكر الإسماعيلي في "معجم شيوخه" ٢/ ٧٠٣ - ٧٠٤ (الترجمة ٣٢٧) من طريق داود بن أبي هند، عن أبي العالية الرياحي، عن فضالة بن عمرو الزهراني، وأبو الشيخ في "طبقات المحدثين بأصبهان" ٤/ ١٤ (٧٨٦) من طريق سعيد بن عبد الرحمن -وهو البصري أخو أبي حرة- عن محمد بن سيرين، عن عمرو بن وهب الثقفي، كلاهما (فضالة وعمرو) عن المغيرة بن شعبة، به.
ولفظ حديث عمرو: رأيت رسول الله - صلى الله عليه وسلم - يمسح على العمامة والجوربين والخفين.
وفي الباب عن ثوبان مولى رسول الله - صلى الله عليه وسلم - قال: بعث رسول الله - صلى الله عليه وسلم - سرية، فاصابهم البرد، فلما قدموا على النبي - صلى الله عليه وسلم - شكوا إليه ما أصابهم من البرد، فأمرهم أن يمسحوا على العصائب والتساخين، أخرجه أحمد (٢٢٣٨٣)، وإسناده صحيح.
والتساخين: ما يسخن به القدم من خف وجورب ونحوه، انظر "غريب الحديث" للخطابي ٢/ ٦١.
وعن بلال بن رباح عند الطبراني في "الكبير" كما في "نصب الراية" للحافظ جمال الدين الزيلعي ١/ ١٨٥ - ١٨٦ من طريق ابن أبي شيبة، عن أبي معاوية، عن الأعمش، عن الحكم، عن عبد الرحمن بن أبي ليلى، عن كعب بن عجرة، عن بلال قال: كان رسول الله - صلى الله عليه وسلم - يمسح على الخفين والجوربين.
قال الحافظ ابن حجر في "الدراية في تخريج أحاديث الهداية" ١/ ٨٢: ورجاله ثقات.
وثبت المسح على الجوربين عن عدد من الصحابة.
فعن أنس بن مالك، أخرجه عبد الرزاق (٧٧٩) عن معمر، وابن أبي شيبة ١/ ١٨٨ من طريق هشام، كلاهما عن قتادة، عنه.
وإسناده صحيح.
وعن أبي مسعود، عند عبد الرزاق (٧٧٧)، وابن أبي شيبة ١/ ١٨٨ من طريق همام بن الحارث، وعبد الرزاق (٧٧٤) من طريق خالد بن سعد وابن أبي شيبة ١/ ١٨٩ من طريق أبي وائل، ثلاثتهم عن أبي مسعود الأنصاري، وإسناده صحيح.
وعن عبد الله بن مسعود، عن عبد الرزاق (٧٨١) من طريق إبراهيم النخعي أن ابن مسعود كان يمسح على خفيه ويمسح على جوربيه، وإبراهيم النخعي مراسيله عن ابن مسعود صحيحة، قال ابن رجب في "شرح العلل" ١/ ٢٩٤ بعد ذكره ما رواه الترمذي من كلام إبراهيم النخعي: أنه كان إذا أرسل، فقد حدثه به غير واحد، وإن أسند لم يكن عنده إلا عمن سماه.
قال ابن رجب: وهذا يقتضي ترجيح المرسل على المسند، لكن عن النخعي خاصة فيما أرسله عن ابن مسعود خاصة.
وعن علي بن أبي طالب عند ابن أبي شيبة ١/ ١٨٩، وابن المنذر في "الأوسط" ١/ ٤٦٢ من طريق عمرو بن حريث المخزومي، عنه.
وإسناده صحيح.
وعن البراء بن عازب عند عبد الرزاق (٧٧٨)، وابن أبي شيبة ١/ ١٨٩، وابن المنذر ١/ ٤٦٣، وإسناده صحيح.